Fil: PHP ve Teknoloji dergisi için 2013 yılında hazırladığım Bir Yazılımcı Şirketten Neden Ayrılır başlıklı yazımı hazırlarken amacım, bilişim dünyasındaki önemli konulardan biri olan; yazılımcıların baş tacı edildiği dönemde neden şirketlerden ayrıldıklarını ve sık iş değiştirdiklerini farklı bir bakış açısıyla anlatmaktı. Bu yazı ile birlikte o kadar çok samimi, içten yorumlar ve eleştiriler aldım ki. “Az bile yazmışsın!” diyenler için yeni bir yazı daha hazırlamak istedim.

Yazının üzerinden 3 sene geçmesine rağmen günümüz koşullarında inanılmaz değişiklere şahit olduk. Yazılım geliştirme ile uğraşanlar halen baş tacı edilmekle birlikte, yazılımcının “ya hemen giderse” korkusu, yerini “gidecek elbet ama ne kadar süre kalır?” sorusuna bıraktı.

Yazılımcı değer verildiğini hissetmiyorsa zaten yerinde durmaz. Ancak artık “aslansın kaplansın”larla da yazılımcıları kandıramazsınız. 🙂 Zaman içerisinde o kadar çok şey değişiyor ki. İstekler takdir edilmekten çok, “insan” olduğunu hissettiği ortamlarda çalışmaya, yaşanılabilir şehir ve ülkelere kaydı.

Yaşadığımız ekonomik kriz teknoloji şirketlerini, internet sektörünü ve haliyle internet ve dijital dünyanın çalışanlarını oldukça etkiledi. Özellikle internette yaşanan kısıtlamalar ve politik amaçla çıkartılan kargaşalarla birlikte yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinden yakarışları duyar olduk.

Peki günümüze bir yazılımcı şirketten neden ayrılıyor gelin birlikte güncelleyelim!

Bir Yazılımcı Şirketten Neden Ayrılır?

• Kılığına kıyafetine, sakalına, ayakkabısına karışılıyorsa
• Şirket içerisinde gerçekleştirilen toplantılarda agresif konuşuluyorsa
• Şirket içerisinde konuşabileceği hiç kimseyi bulamıyorsa
• Ekip ile espri anlayışı uymuyorsa
• Yöneticisinden daha çok yöneticilik vasıfları olduğunu düşünüyorsa
• Biteceği söylenen projeler bir türlü bitmiyorsa
• Yöneticisinin ya da patronunun ekibine adil davranmadığını düşünüyorsa
• Fikirlerini rahatlıkla dile getiremiyor ve uygulayamıyorsa
• Eski teknolojiler geliştirip, kendini geliştirebileceği yeni teknolojileri kullanamıyorsa
• Tam zamanlı çalışmaktan bunalıp freelance/proje bazlı çalışmaya karar verdiyse
• Belirli saatte işe gitmeyi ve sabit ofiste çalışmayı kabul etmeyip, mobil ya da  digital nomad çalışma tarzını tercih ediyorsa
• Fark yaratabileceği, heyecan verici projelerde çalışmak için remote/uzaktan çalışmayı istiyorsa
• Metropolitan şehirlerden uzakta, stresten arınmış, yaşanılabilir şehirlerdeki şirketlerde çalışmaya karar verdiyse
• Maddi kazancını arttırmak için yurt dışı bağlantılı projelerde çalışmak istiyorsa
• Beklediği terfiyi ya da zammı alamıyorsa
• Yurt dışında şansını denemek istiyorsa

Yaşanılan en büyük problemlerden biri yurt dışına giden yetenekli beyin göçü. Türkiye’deki en güzel çalışma ofislerine sahip, en yeni teknolojileri kullanmaya çalışan şirketlerin de yaşadığı bu problemin nedeni; ne yazık ki ülkeden uzaklaşma ya da yaşam tarzını değiştirme isteği. İster ücret skalanızı yükseltin, ister terfiler yaratın; eğer istenen şey yaşam ve çalışma tarzını değiştirmekse bu tarz değişiklikler ile yazılımcıyı şirketinizde tutamazsınız.

Şirketler beyin göçü problemiyle nasıl başa çıkabilir? 

Hiç kimseyi zorla bir şirkette tutamaz, zorla iş yaptırtamazsınız. Bu nedenle işten ayrılmak istediğini söyleyen bir yazılımcıya karşı sert tutumda bulunmak, kariyerini etkileyebilecek boş tehditlerde bulunmak hiçbir işe yaramayacaktır. Öncelikle karşımızdaki kişinin yerine kendimizi koymalı, empati yapıp, güzel bir uslupla konuşmalıyız.

Bir yazılımcı; çalıştığı projeyi & işi, şirketi, ekibi, geliştirdiği teknolojiyi seviyorsa zaten kolay kolay gitmek istemez; yalnızca kendini, yeteneklerini geliştirmek istiyor ya da sadece rahat çalışmak istiyorsa dilediği zaman, dilediği lokasyondan çalışma özgürlüğünü tanıyarak; merak ettiği kültürleri öğrenmesine yardımcı olabilir, şevkle çalışmasına yardımcı olabilirsiniz.

Vizyon sahibi şirketler, kişiler; beyin göçünün nedenlerini şirket kültürüne uyarlayarak, yeni çalışma tarzları deneyerek ve yenilikler getirerek fırsatlara çeviriyor. Bu nedenle yurt dışında oldukça popülerleşen remote/uzaktan çalışma ve digital nomad/dijital göçebe çalışma tarzlarını uygulayabilirseniz, yeni heyecan ve yeni motivasyonla yazılımcılarınız da sizinle çalışmaya devam edebilir.

Kısacası hem çalıştığı ortamdan, gördüğü tavır ve davranışlardan, hem ekip arkadaşı ya da yöneticisinden memnun olmayan, gecesini gündüzüne katarak çalıştığı halde hak ettiği değeri maddi manevi görmeyen bir yazılımcıyı ofise koyacağınız bir playstationla, boş vaatlerle tutamazsınız.

Herkesin hak ettiği değeri gördüğü, kendi sınırlarının dışına çıkıp kendini keşfedeceği, enerjik ve keyifli çalışma hayatı dilerim!

“Elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmakta; gitmek gibi mesela!” Sunay Akın