İş Görüşmelerini hızlandırmanın bir yolu: İK’cıyı aradan çıkarmak!

Özellikle yurt dışındaki şirketlerde çalışmak istiyorsanız ve iş görüşmelerini hızlandırmanın bir yolu olarak İK’cıyı aradan çıkarmayı düşünüyorsanız, aman dikkat!

Yurt dışındaki şirketler konunun uzmanı olan kişilerle iş yapmayı tercih ettikleri için, içlerinde İnsan Kaynakları departmanı olmasına rağmen, İşe alım için açık pozisyonlarında deneyimli olan HeadHunter ya da HR Ajanslarıyla çalışmak ister ve tüm işe alım sürecini İK’cılarla yürütür. 

İş görüşmelerini hızlandırayım derken; çeşitli platformlardan size ulaşan HeadHunter/Talent Hunter ya da İşe Alım Danışmanlarını süreçlerden çıkarmaya çalışmayın! Hele de henüz iş hayatına yeni başlamış ya da henüz yolun ortasında olan bir yazılımcıysanız.

Uluslararası ve başarılı şirketler nasıl ki; organizasyon yapılarında Pazarlama departmanı olmasına rağmen; SEO, Adwords konusunda işin uzman kişi ya da ajanslardan destek alıyorsa; Ekiplerinde sayısız Developer olmasına rağmen, kullandıkları teknolojilerde deneyimli kişilerden Yazılım Danışmanlığı alıyorsa; Tasarım ekipleri olmasına rağmen projelerinde UX Tasarım için, yine bu alanda başarılı Tasarımcılarla çalışıyorlarsa; işe alım için de HeadHunter ya da HR ajanslarıyla çalışırlar.

Özellikle Türkiye’deki bazı Mühendis ya da Yazılım Geliştirme pozisyonlarında çalışan kişiler tarafından; HeadHunter’ları ya da onlara ulaşan İK’cıları süreçten çıkararak; Teknik yöneticiye ulaşıp, görüşmeleri tamamlamayabileceğini savunanlara; “İK ile mümkün olduğunca görüşmemeye çalışın, boşa vakit kaybı” gibi olumsuz ve yanlış yönlendirmeler yapanlara rastlıyorum.

Ekşisözlükte rastladığım 5 yorumun; özellikle Türkiye’deki işe alım görüşmelerinde İK’cılara duyulan önyargı ve öfkeyi; İK’cıyı aşağılayarak, yermeye çalışmanın içler acısı tablosunu gözler önüne serdiğini düşünüyorum.

1.İş hayatına yeni atılan en afili 40 karakter’den…

2.IK’cıyı ağlatan Kumarların Adamı’ndan…

3.Sallamayı ve abartmayı seven Simyacı007’den…

4.Eğitimin şart olduğunu hissettiren Yine ucurun’dan…

5.Çakmaelektrikci’den IK’cı yorumu…

Tatsız iş görüşmeleri gerçekleştirmiş olabilirsiniz. Unutmayın ki; her meslekte olabileceği gibi İK alanında da başarılı ve başarısız kişilere rastlayabiliriz. Bütün olarak İK’cıları bir tutmamak gerekir.

Daha önce Yazılımcıyı Mülakatta Çıldırtmanın Yolları yazımda da söylediğim gibi; Her yazılımcıyı aynı kalıba sokmak ne kadar yanlışşa, her IK’cıyı da aynı sanmak o kadar yanlıştır.

İK’cılara karşı nefret kusmak, iş görüşmesinde İK’cıyı ağlatmaya çalışmak, nasıl olsa karşımdaki İK’cı ve teknik bilgisi yoktur diyip “sallayarak” iş görüşmesini geçebileceğini düşünmek, iş görüşmesinin sadece şirket tarafında değil, görüşen kişi olarak sizin için de bir görüşme olduğunu fark etmeyerek “sen kim oluyorsun” diye tepki göstermek, henüz çok iş görüşmesi yapmamışken, çevreden alınan gazlarla İK’cılara atıp tutmak; çalışma hayatında size bir şey kazandıramaz.

Bu ego, bu kibir, bu öfke; çalışma hayatınızda bi İK’cı olmasa bile; çalışacağınız şirketlerde uzun süreli kalmayacağınızı; takım içerisinde iletişim problemleri yaşayabileceğinizi; kendi departmanınız haricinde, farklı departmanlarda çalışanların işlerini de beğenmeyebileceğinizi; ve belki de en iyi işi sizin ya da departmanınızın yaptığını düşünebileceğinizi gösterebilir.

Genellemelerden uzak, kimsenin kimseyi aradan çıkarmaya çalışmadığı, kendi meslektaşlarına ve farklı alanlarda çalışanlara da saygı duyan, sizi ve çevrenizi pozitif etkileyen, kişilerle çalışmanızı dilerim!

Teknik görüşmelere hazırlanıyorsanız çeşitli kitaplardan ve online kanallardan kaynaklara ulaşabilirsiniz.

Bol şanslar!

Comments

İsmini vermek istemeyen izleyici
28/11/2018 at 15:30

“Bu ego, bu kibir, bu öfke; çalışma hayatınızda bi İK’cı olmasa bile; çalışacağınız şirketlerde uzun süreli kalmayacağınızı; takım içerisinde iletişim problemleri yaşayabileceğinizi; kendi departmanınız haricinde, farklı departmanlarda çalışanların işlerini de beğenmeyebileceğinizi; ve belki de en iyi işi sizin ya da departmanınızın yaptığını düşünebileceğinizi gösterebilir.”

Yalnızca bu paragraf bile İK’cıların kendinde içkin ve insani niteliklerin şartlı görüşmelerle ölçülebilirliğine anlamsız derecede duyduğu özgüvene sahip olduğunu anlatıyor. İK departmanına saygım olsa da elemelere dayalı ve kendilerinde eksik araçlar sebebiyle yüksek hatalı seçimlerini meşrulaştırabilmek için “çok fazla kriter var, insanları seçmek için belli başlı şeylere bakmak zorundayım” gibi savunmalarını yapabilecek insanlara saygı duyulmamasını anormal karşılamamalısınız. Bu kadar kompleks cümleler kuramasa da birçok insan içtenlikle bunun farkında.

Analojik değerlendirmelerinize umarım kendinizi inandırmaya çalışmıyorsunuzdur.

Saygılar.



Ozkan
03/12/2018 at 11:26

Çok güzel bir yazı. Teşekkürler güzel bilgiler için.



Bosver Simdi
05/12/2018 at 18:59

Bu yazı da başlı başına “Ağlayan İK’cı” örneği olmuş.



İsmini vermek istemeyen izleyici 2
06/12/2018 at 15:46

İsmini vermek istemeyen izleyici, ne güzel söylemiş 🙂

Gerçekten söyler misiniz IK cılar ne işe yarar ? puantaj yapmak, şirketçilik oynamaktan başka ?

Şöyle devam edeyim efendim, İNSAN KAYNAKÇISI sınız (evet doğru yazdım), o yüzden önce insanları nasıl kaynaştıracağınızı bileceksiniz ki KAYNAKÇILIK yapabilirsiniz. Ha evet her departmanda olduğu gibi IK departmanında da kötüler olabilirde, yahu neden en çok suçlanan departmandır IK ? hiç öz eleştri yaptınız mı ?

Şunları söylediğinizi duyar gibi oluyorum “IK ne çalışana yaranır nede patrona, patron IK yı çalışanın yanındaymış gibi hisseder, çalışan ise IK yı patronun yalakası olarak” da inanın bu söylemi artık kimse yemiyor 🙂 O yüzden başka bahaneler bulun ve daha öncesinde insanların seviyesine inin, biliyorsunuz zirvedekiler yanlız olur ama kimse sizi o zirveye çıkartmadı. Zirve dediğiniz aslında kumdan bir kale ve çoğumuz zaten zirvedeyken, o göz bozukluğunuz ile kendinizi göklerde sayıyorsunuz 🙂



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *