Bir Yazılımcı Şirketten Neden Ayrılır?

Hangi sektörde çalışıyor olursanız olun, IT departmanı şirketin en değerli departmanlarından biridir. Özellikle internet sektöründe faaliyet gösteren bir şirkette çalışıyorsanız, yazılımcılar çok daha değerlidir. Dinamikliğin oldukça yoğun olduğu, her gün farklı teknolojilerin geliştiği günümüzde, bir web sitenin neden ne olursa olsun açılmaması ya da kod hatası ile çalışmaması, şirkette negatif enerjinin yayılmasına neden olur. Bu durumda sorumluluk yazılımcıların üzerine yüklenecektir.

İnsanoğlu önyargıda bulunmayı çok sever. Sık iş değiştirmiş bir yazılımcı ile karşılaşıldığında “ya hemen giderse?” şüphesi uyanır. Aidiyet duygusu yaratmak ve çalışılan atmosferi keyifli kılmak yönetimin elindedir. Çalışana değer verilmiyor ve motivasyonu sağlanmıyorsa yazılımcıyı o şirkette daha fazla tutamazsınız.

Bir Yazılımcı Şirketten Neden Ayrılır?

  • Esnek çalışma saatlerinde, gecesini gündüzüne katıp çalışırken, “sabah erken gelmelisin” ya da “geç kaldın” uyarısını duyuyorsa
  • Projeleri tamamladığında olumlu tepki vermeyip, eksik ya da hatalı çalışmalarında negatif eleştiriyle karşılaşıyorsa,
  • Rahat ve verimli çalışmasına neden olan kıyafetlerine karışılıyorsa,
  • Verilen proje veya çalışmayı yaparken farklı departmandaki bir çalışma arkadaşı işine karışıyorsa,
  • Bağlı olduğu yöneticisinin ya da ekip liderinin agresif ve negatif tepkilerini görüyorsa,
  • Takım Lideri olmayı ya da projeyi yönetmeyi beklerken hiç beklemediği bir anda üstüne bir yönetici getiriliyorsa,
  • Yaptığı çalışmalar monotonlaşmışsa,
  • Çalıştığı şirkette kendisini daha fazla geliştirebileceğini düşünmüyorsa,
  • İnsiyatif almak isteyen biriyse ve yapmak istedikleri yaptırılmıyorsa,
  • Fikirlerini dile getirirken önemsenmediğini ya da alay edildiğini düşünüyorsa,
  • Huzurlu bir çalışma ortamında olduğunuhissetmiyorsa,
  • Şirketin vizyonu ile kendi vizyonunun örtüşmediğini görüyorsa,
  • Maddi kazancı tatmin etmiyorsa,
  • Bulunduğu konumdan daha iyi olduğunu düşündüğü bir teklif aldıysa

 

I Quit Note

 

Unutmamalı, sık iş değiştirmek, yazılımcının başarılı ya da başarısız olduğunu göstermez. Yapılan araştırmalara göre bir şirkette verimli çalışma süresi ortalama 3 yıldır. Çünkü uzun yıllar çalışmak çalışanın yeteneklerini köreltir ve bakış açısını daraltır, kısa süreli çalışma ise güvensizliğe neden olur. Ancak internet sektöründe IT departmanı  için böyle bir varsayımda bulunmak oldukça güçtür. Start-up kültüründeki çalışma ile kurumsal şirketteki çalışma farklılık gösterir. Bu nedenle deneyim yılı baz alınarak değerlendirme yapmak yerine, çalışılan şirketlere ve yapılan projelere bakmak çok daha sağlıklı olacaktır.

 

Comments

15/11/2013 at 13:39

Süper ötesi harika bir yazı olmuş, elinize sağlık… Altına imzamı atarım…



Ceyda
15/11/2013 at 13:42

çok teşekkürler 🙂



15/11/2013 at 14:12

Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş 🙂



ugur kilic
15/11/2013 at 14:29

ik’cilarin bunlari fark edemedigini saniyordum, yanilmisim. 🙂



Ceyda
15/11/2013 at 14:32

Fark etmeyenlerin sayısı ne yazık ki çok. Teşekkür ederim 🙂



N.
15/11/2013 at 14:36

Peki bunlar sadece “yazilimci” icin mi gecerli?
IT sektoru icin konusuyorum; tabiki degil, hatta genele vurmak gerekirse eger sistem yoneticileri icin cok cok cok daha gecerli bir yazi olmus.
Basligi degistirmeli ve araya Sistemcileri de eklemelisin bence 🙂



trda
15/11/2013 at 14:40

Elinize sağlık. Bahsettiğiniz maddeler sadece yazılımcılar için değil, diğer sektör çalışanlarınında etkilendiği maddeler.



Ceyda
15/11/2013 at 14:41

Haklısınız sistem yöneticileri ve tasarımcılar için de geçerli 🙂
Yorumunuz için çok teşekkür ederim 🙂



Samet Kocabaş
15/11/2013 at 14:46

Harika bir yazı olmuş Ceyda hanım, problem yaşandığında bir nevi tüm sorumluluğun yıkıldığı yazılımcının rahat, keyifli bir çalışma ortamı olmazsa verimi yok oluyor.



15/11/2013 at 14:49

Tebrik ediyorum şimdiye kadar çektiğim bir çok sıkıntyı dile getirmişsin. Teşekkürler.



15/11/2013 at 15:16

Çok güzel bilgilendirici yazı olmuş,ellerine sağlık.
Umarım yönetici/işletmeci arkadaşlarımız okur ve fikirlerini paylaşırlar.
En çok dikkat ettiğim ‘Çalıştığı şirkette kendisini daha fazla geliştirebileceğini düşünmüyorsa’ beni motive eden kısım.



John Doe
15/11/2013 at 16:28

Esnek çalışma saatlerinde, gecesini gündüzüne katıp çalışırken, “sabah erken gelmelisin” ya da “geç kaldın” uyarısını duyuyorsa – Buna katılırım ancak doğru zaman planlaması yapmayan bir sürü yazılımcı var. Gündüz yatıp gece iş bitirmeye çalışıyorlar, sonra da “yine mi mesai”..

Projeleri tamamladığında olumlu tepki vermeyip, eksik ya da hatalı çalışmalarında negatif eleştiriyle karşılaşıyorsa, – İşi zaten doğru tamamlamayı alışkanlık haline getiren yazılımcı mutlaka takdir edilir. Eksik veya hatalı çalışması durumunda tepki toplaması kadar doğal birşey yok. Çayı soğuk getiren çaycıyı yanağından öpmüyoruz herhalde..

Rahat ve verimli çalışmasına neden olan kıyafetlerine karışılıyorsa, – Nedir bu pardon? Bu devirde kim bu limitleri koyuyor ki? Banka IT çalışanları bile spor giyiniyor.

Verilen proje veya çalışmayı yaparken farklı departmandaki bir çalışma arkadaşı işine karışıyorsa, – İstifa gerektirmez, iletişim becerisi gerektirir.

Takım Lideri olmayı ya da projeyi yönetmeyi beklerken hiç beklemediği bir anda üstüne bir yönetici getiriliyorsa, – Takım liderliği ve proje yöneticiliği apayrı meziyetler gerektirir. Kodun feriştahını yazsa, bu meziyetleri yoksa olamaz.

İnsiyatif almak isteyen biriyse ve yapmak istedikleri yaptırılmıyorsa, – İnsiyatif alması istenmiyordur demek ki. Alınacak bir durum yok.

Fikirlerini dile getirirken önemsenmediğini ya da alay edildiğini düşünüyorsa, – Kendine güveni yoktur.



15/11/2013 at 16:29

Gerçekten güzel bir yazı teşekkür ederim. Bu yazıyı özellikle patronların ve insan kaynakları alanında çalışan insanların okuması faydalı olacaktır.



Engin Keskin
15/11/2013 at 16:32

Bu sayfanın linkini acilen firma sahiplerine göndermeliyiz hatalarını yüzlerine vurmak gerek 🙂 Yazanın ellerine sağlık.



Ceyda
15/11/2013 at 17:43

Merhaba,

Öncelikle dikkatiniz ve içten yorumunuz için teşekkür ederim.:)

“Doğru zaman planlaması” kişiden kişiye değişiyor, verimli bir çalışma için herkesin farklı yöntemleri vardır. Önemli olan işin verimli hale getirilmesi olmalı. Bu yüzden sabah erkenden işe gelmek yerine, akşam çalışmak isteyen çok yazılımcı var.

Kıyafetlere karışılması ne yazık ki hala günümüzde. Yalnızca yazılımcılar da değil; sistem yöneticileri ve tasarımcılar da kendilerini rahat hissettiği kıyafetler içerisinde olmalı.

Belirttiğim tek bir madde için istifa edilmiyor elbette, ancak çoğu işten ayrılma ve işten soğuma nedenlerinin içerisinde “Verilen proje veya çalışmayı yaparken farklı departmandaki bir çalışma arkadaşının işine karışması” geliyor.

Bu yazıda motivasyonu kıran nedenleri yazmak istedim. “Alınacak bir durum yok” denilen birçok neden, yazılımcının şirketten ayrılma isteğine neden olabiliyor.

Tekrar yorumlarınız için teşekkür ederim.

Sevgiler,



15/11/2013 at 17:59

Ceyda hanım çok güzel bir yazı olmuş tespitleriniz %100 doğru diyebilirim.

Ek olarak;
Sayın John Doe
*Takım elbise ile işe gelinmez ise maaştan 50 TL
*Hafif sakal (kirli sakaldan bile az) olsa bile maaştan 50 TL Kesintilerin olduğu yerde bile çalıştım…



15/11/2013 at 18:52

10 seneden fazla yazılım sektöründe bulunan bir yazılım geliştirici olarak şunu söyleyebilirim ki; bu makaleyi acaba ben mi yazdım? 🙂 kendimizle bu kadar içselleştirebileceğimiz bir makale ancak bu kadar iyi yazılabilirdi. Tebrikler.

Not: yazılım geliştirici rolü yapan şirket patronları ya da proje yöneticileri de yorumlara dahil olmuşlar, onların telaşını da anlayabiliyorum 🙂 “yazılımcı naifliği”nin ortadan kalkmasından korkuyor olabilirler 🙂



Ceyda
15/11/2013 at 18:59

Çok teşekkür ederim Uğur Bey, ne mutlu bana 🙂



Simon Ozturk
15/11/2013 at 19:01

Gercekten mukemmel anlatmissiniz. Elinize ve Agziniza saglik.



Mesut
15/11/2013 at 19:05

Kesinlikle doğru tespit . Ama bunu bu ülkede görebilmek için önce ön yargı ve eğitim sistemi değiştirilmeli . Neden yazılımcılar kendi projelerini neden sunamıyor ???? Çünkü linsans ve telif haklarını alamıyoruz. Almaya kalsak çok uçuk fiyatlar söyleniyor. Bunun için Yaptırımlar hakkında da yapılandırma yapılması kanaatındeyim.



Simon Ozturk
15/11/2013 at 19:06

Giving up doesn’t mean you are weak.. sometimes it means that you are strong enough to let go..



15/11/2013 at 21:33

Henüz öğrencilikten dolayı bu tarz deneyimlerim olmadı ama sanki yaşamış da bıkmışçasına sahiplendim okurken konuyu 🙂

Özellikle huzurlu çalışma maddesi tam benlik, ellerinize sağlık.



15/11/2013 at 21:47

Sevdim, eksiksiz vurgulamışsınız!



15/11/2013 at 21:56

Nedenler arasındaki maddelerin yarısından çoğu benim şuanki fikirlerimle örtüşüyor.Hmm.Farklı bir kuruma geçmenin zamanı gelmiş 🙂



Emre
16/11/2013 at 00:06

Son Derece Değerli Bir Yazı Olmuş Teşekkür Ederim.



Turgut Taşpınar
16/11/2013 at 00:10

Fevkâlade bir yazı. Gerçektende bir IK ‘nın bu gibi gözlemleri yapabileceğine inanmazdım, yanışmış oldum.. Yorumlarda da, firma sahibi ya da yönetici durumunda olanlarında bu yazıyı okuduğunu ve olumsuzluklarını burdan bile yansıttıklarını görüyoruz.. Ne diyelim, yazılımcı değilim, 15 yılı aşkın süredir kendimi sistem ve network ‘e adadım ve ilk yıllarımdan bu yana bunların gerçekliğini gördüm/yaşadım.



Ceyda
16/11/2013 at 00:13

Çok teşekkür ederim, utandırdınız beni 🙂



hayri
16/11/2013 at 00:47

ceyda hanım çok feyizli bir yazı olmuş. bir kısım datnetçi şirketler var hepsi çok rerörö. yaşasın opınsourc kahrolsun kravatlı kodbeyzler.



16/11/2013 at 01:22

Eline sağlık, çok iyi noktalara değinmişsin 🙂



Ersoy
16/11/2013 at 10:08

Bir yazılımcının hali bu kadar güzel ifade edilir. Elinize sağlık.



Tolga Togan Düz
16/11/2013 at 12:17

Güzel bir yazı olmuş, bahsedilen noktalar sadece bilişim sektörüne özgü değil, diğerleri için de geçerli bence.



16/11/2013 at 13:35

Yazılımcı suya yazılan bir yazı gibidir. O size içinizi açmadıkça, onun içini okumak çok fazla çaba ve gayret gerektirecektir. Fakat siz yazılımcıları okumayı başarmışsınız tebrik ederim.

Kendi çalıştığım şirkette çok şükür böyle sorunlarla karşılaşmadım fakat sağa sola danışman olarak gönderildiğimde bu tür olumsuzluklarla karşılaşmak kaçınılmaz olabiliyor.



Ercan UYKAN
16/11/2013 at 15:24

Çok iyi analiz ve harika bir makale,
Ellerinize sağlık..

Ercan



Ceyda
16/11/2013 at 15:26

Çok teşekkür ederim 🙂



16/11/2013 at 17:51

Belkide çoğumuzun anlatmak istediklerini bu makalede görmek çok hoş.

Özellikle ilk madde de ısrar eden patronlarıda hala anlamış değilim.



16/11/2013 at 21:52

zamanında aynı dereden geçmiş biri olarak şunu söyleyebilirimki bu durum açıkça kuşak çatışmasıdır. eski model işveren yeni nesil beyin işçisine memur muamelesi yapmamalı. dijital ajans & online mag. gibi gençlerin idare ettiği oluşumlardada durum tam tersi. yazılımcı için sosyal iş hayatı zor, bunlardan sıkılıp kendi işini kurmak dahada zor.



Serdar
16/11/2013 at 22:53

Güzel paylaşım, elinize sağlık..



Tarık Batur
17/11/2013 at 09:54

Gözlemleriniz doğru ancak öncelik sıralamanızda yanlışlar var. Bir şirketten ayrılırken en önemli gerekçe tabii ki para ve daha iyi imkanlar sunan iş teklifi almaktır. Temel iletişim sorunu da burada ortaya çıkıyor işte. İK departmanları düşük ücret ücret kısmını görmezden gelmeye çalışırken, farklı aksiyonlarla bu açığı kapatmaya çalışıyor ve sonuçta da çalışanların gözü hep dışarıdaki kurumsal şirketlerde kalıyor.



Savaş
17/11/2013 at 15:36

Sayısı az da olsa 4-4 lük yerler var elbet. Ama herkesten aynı koşulları bekleyemeyiz.
Daha çok işe girerken verdikleri söz ve çalışma prensiplerinin; anlattıkları ile alakası olmaması sıkıntı. İş ilanında frameworkleri sayıp dururlar. İşe başlarsın kodlar spagetti çıkar. İlerde aktarırız derler ve yıllarca beklersin… Sonra pes eder, çıkar gidersin.



Muhammed
18/11/2013 at 09:52

Çok iyi anlatmışsınız gerçekten ellerinize sağlık.



Taner Şentürk
18/11/2013 at 10:28

Başarılı bir yazı olmuş tebrik ederim, ancak listelenen sebeplerin neredeyse %90’ının diğer departmanlarda veya iş kollarında çalışan insanlar için de geçerli olduğunu düşünüyorum.



Cem Kobaner
18/11/2013 at 10:37

Ceyda Hanım öncelikle bu konuyu ele alışınız ve benimde doğruluğuna inandığım tespitleriniz için teşekkür ederim. Tespitlerinizin hepsi önemli ve dikkate alınması gereken konulardır.

Ben bir firma sahibiyim (Yani sevimsiz bir değişle patron), ama sektörde yurtiçi ve yurtdışında birçok projede analiz, yazılım geliştirme, ve destek süreçlerinde fiilen yer aldığımdan aynı zamanda emekçiyimde (Kısaca yazılımcı diyebiliriz). Geçmişte akademik ortamda da çalıştım, özel sektörde de, yurtdışında da projelerde bulundum, yurtiçinde de, eski teknolojileride tanıyorum, yeni nesil teknolojileride ve en önemlisi jenerasyonlar arasındaki farkı gözlemleyebiliyorum.

Bu nacizane gözlemlerim ile sadece yazınızın başlığına yazılımcı için bir sıfat eklemek istiyorum. “Tutkulu”. Burada TUTKU ile kastım tecrübeli olmak, başarılı olmak değil. Başarmak için hevesli olmak, yeniye meraklı olmak, kendini geliştirebilmek, fikirlerini anlatacak iletişimi yapmaya inançlı olmak. Evet söyledikleriniz mesleğimizle ilgili tutkumuz varsa hak edeceğimiz ve başarımızda etkili olacak konular. Hepside tutkumuzu tetiklemek için gerekli. Tutkumuz, mesleğimizi sahiplenme; kaliteye ve iyiye odaklanma; kendini geliştirme ve merak etme; hayal etme gibi birçok özellik ile başarıyı getirecek ve bunun karşılığı olan özgürlükleri sağlayacaktır. Ancak burada her meslekte, iş kolunda olduğu gibi iyilerle birlikte kötülerde vardır. Gözü saatinde çıkış zamanını kollayan, fazla mesai için şirkete gelip gazete okuyan, kendinde hiçbir değişimi hedeflemeyen, işinde kaliteye odaklanmayan yazılımcılarda ne yazık ki mevcut. Dolayısı ile mesleğine tutkusu olan biz yazılımcıların bu konuda etkin olup ikinci grupta yer alan arkadaşlardan ayrılmamız gerekir.

Gerek yazılımcı kimliğim ile, gerekse iş sahibi olarak inancım; adaletli olabilmek için bu ince ayrımın yapılıyor olmasıdır.

İyilikler



Ceyda
18/11/2013 at 10:45

Cem Bey,

Kesinlikle size katılıyorum. Mütevazi ve içten yorumunuz için çok teşekkür ederim. Her atmosferi solumuş biri olarak gözlemlerinizi paylaştığınız için ayrıca teşekkür ederim.sevgiler,



Murat
18/11/2013 at 10:47

@John Doe “Rahat ve verimli çalışmasına neden olan kıyafetlerine karışılıyorsa, – Nedir bu pardon? Bu devirde kim bu limitleri koyuyor ki? Banka IT çalışanları bile spor giyiniyor.”
sanırım kamu kurumları ile hiç çalışmadınız. son bir senedir gravat takmıyorum ve asi çocuk ilan edildim. Traş oldın diye bile bu projeden bişey olmaz gibi tepkiler almak bile mümkün (asker milletiz ya, hergün traş olmalıyız, üniforma giymeliyiz)
Not: kamu çalışanı değilim



Azamat
18/11/2013 at 11:08

Harika! 😉



18/11/2013 at 12:59

Merhaba Ceyda hanim,

düsüncelerinizi cok güzel bir sekilde dile/kaleme/klaviere dökmüssünüz.
Sizin’le irtibat gecmek isterim – Tabiki bir sakincasi yoksa.

Tesekkürler,
Mehmet Taluk



Mert
18/11/2013 at 21:39

Ceyda Hanım merhaba,

Yazdıklarınıza tamamiyle katılmakla beraber bu yazımızı ofisten size hafta içi saat 21:39 yazıyoruz 🙂
Bir noktaya daha değinecek olursak. Bazı kendini bilmez yöneticiler maillerinde noktası virgülüne dikkat ederken IT departmanına hitaben İT de diyebiliyor. 🙂 siz anladınız 🙂

Yazılarınızın devamını beklemekteyiz..

Sevgilerimizle..



Kirdenadam
19/11/2013 at 09:29

Merhabalar,
Yazdığınız yazıyı bizzat teyid eder, altına imzamı atarım. Çok doğru ve yerinde cümlelerle belirtmişsiniz.
Çoğu şirkette, arge ve bilgi sistemle ilgili yatırım boyutu düşük seviyelerde. Sadece maddi değil; değer verme, sözüne itimat etme, güven duyma ve güven verme gibi manevi yatırımlar da çok düşük seviyede..
Hala zannediliyor ki manuel işler daha çok çözüme götürüyor. Hala bir güvensizlik. Böyle şirketler maddi olarak ilerleyebilir ama teknolojik olarak her zaman müşterilerinin, çalışanlarının ve hatta kendilerinin bu konudaki şikayetlerine maruz kalacaklardır.. Bu tarz şirket yöneticilerine ithafen; iraz güvenin bize ya!.. Biz sistem kuruyoruz, sistemi işletiyoruz, sizlere yardımcı olmak istiyoruz. Ama değersiz bir hizmetçiymiş muamelesi görerek ve kurduğu sistemle sizden bir şeyler çalıyormuş gibi arkasından binbir şizofrenik önlem alınmasına gerek yok.



19/11/2013 at 10:15

Elinize saglik Ceyda hanim. Bu guzel listeye katkida bulunmak isterim. Isterseniz begendiklerinizi ana yaziya da ekleyebilirsiniz.

● Bilgisayari izleniyorsa
Kimse izlenerek calismak istemez. Guvenlik icin izleyenlere: yazilimciniza guvenmiyorsaniz guvendiginiz ile calisin. Cunku yazilimda kasten acik birakmadigini izleyemezsiniz.
● 5 dk Youtube’a Twitter’a girmek dinlenmek degil zaman kaybi gorulerek sirkette yasakcilik uygulaniyorsa
● Zaman zaman remote/evden calismaya izin verilmiyorsa
Amerikada evden calisan cok yazilimci var. Microsoft’ta bazi mudurler bile evden calisiyor bkz. Hanselman. Gece mesaiye kalacagina evden yapabilmek onemli.)
● Kendinden az bilgili ve deneyimsiz bir yoneticinin altinda calisiyorsa
Burda cikan sorunlari say say bitmez
● Yoneticisi liderlik yapacagina sadece telefon ve emaillerle ugrasip sekreterlik yapiyosa
● Hersey toplanti ile cozulmeye calisiliniyorsa
Toplantilar vakit kaybidir, yazilimcinin vaktinden calar. Her toplanti projedeki analiz eksikligini gosterir. 1 toplanti ile bitirilen proje en mukemmeldir. Ama ust yonetim toplanti yapmaya bayilir.
● Sirket sonuc ve kalite odakli degil zaman odakli calisiyorsa
Bilgisayar basinda gunde 8 saat gecirmeyi calismak degildir. Kimse kimseyi 8 saat oturtmak icin ise almiyor. Calisanin gorevi sonuc uretmektir, get the jobs done.
● Nitelik degil nicelik one cikiyorsa
1 projeyi kaliteli yapmak yerine 2 tane projeyi bitirmek yazilimciya gercek disi deadline’lar koyularak tercih ediliyorsa
● Isini oglen saat 4’te bitirdiginde ve o saatte yapabilecegi baska is yokken evine gidemiyorsa
● Sirketteki diger calisanlar isini bastan sagma yapiyorsa
Kim allak bullak bir projeyi maintain etmek ister ki? Calistigim yerdeki diger kisilerin de isini ozenle yapmasini beklerim, cunku onlarin isi beni etkiliyor.
● Sirket projeler icin surekli timing bekliyorsa, i.e. kac saatte bitecek?
Ben bunu cok yabanci ile konustum, yazilim projesi bir kitap gibidir, biz yazar gibiyiz. Yazara kitabin bitmesine kac saat var diye sorarsaniz nerede calistigini sorgular. Zaten kiming verdigi timing ne zaman tutmus ki?
● Yazilimcinin bilgisi kucumseniyor, yaptigi is icin overqualified oluyor, daha iyisini yapabilecekken izin verilmiyorsa
● Surekli mesaiye kalmasi bekleniyorsa
● Sesli bir calisma ortaminda calisiyorsa
Kitap yazari gibi demistim ya, nasil yazalim telefon seslerinin surekli konusan insanlarin yaninda? 37Signals nasil calisiyor inceleyebilir merak edenler
● Surekli yeni projeye baslaniyorsa.
Bir kitap 1 kere yazilir milyon kere satilir, yazilim da oyledir. Sirkete ozel yazilim cok yanlis. O projede hatalar sorunlar zaten eksik olmaz. Bir projeyi zaman ve surekli gelistirme olgunlastirir. Hangi firma onune gelene yazilim yaparak zengin olmus? Onlar 100 sirkete 100 urun satana kadar ben 1 urunu 1 milyona satabilirim. Hem bir urunu gelistirmek yazilimcinin gitmedigi denizlere giderek kendisini gelistirmesini saglar.

Ilk aklima gelenler. Yaziniz tam bir kaynak olsun belki birseyler degismeye baslar Turkiyede de 🙂

Ps: bunlar benim basima gelenler degil, bu olay benim arastirma alanim. Productivity vs software engineering 🙂

Ata Sasmaz



19/11/2013 at 15:23

Tebrik ederim çok yerinde tespitiniz.
Duygularımı yansıttınız 🙂



H.S. Yaycioglu
19/11/2013 at 17:01

cok sevdigim bir arkadasim ile ayni sirkette calisiyorduk ben Cisco dan sorumluydum arkadas C++ programcisiydi. Bir gün “Ben artik cok SIKILDIM bu programciliktan !” dedi. Her zamanki gibi Pazartesi sendromu diye algiladim. Fakat cok ciddiymis, ertesi gün gelmedi ve bir daha hic görmedim onu. Günün birinde kart geldi Sili ‘deymis hani ince uzun bir ülke var ya iste orada. Oraya da yerlesmis. Domates tohumu paketleyip satiyorlarmis. Paketlemeyi ve tohum saymayi elleriyle yapiyorlarmis, önceleri garip geldi ama organik arkadasim yazinca cok güldüm … neyse uzattik biraz … demek ki neymis “iyi bir programcinin sonu domates tohumlarini elle saymakmis !” :))) Böyle insanlara gipta ile bakiyorum, ne güzel her istediklerini yapabiliyorlar, ya bizler ?!



tolgay
19/11/2013 at 18:58

Yazilimcilara veya IT calisanlarina mahsus ayrilma nedenleri gormeyi umuyordum bu yazida. Ancak bu maddeler tum sektorler icin gecerli sanirim. Yine de tesekkurler.



Ceyda
19/11/2013 at 19:42

Çok teşekkür ederim Ata Bey paylaşımınız ve eklemek istedikleriniz için 🙂



20/11/2013 at 17:24

Cok guzel bir yazi.. kaleminize saglik Ceyda Hanim.. bizim hissettiklerimizi dile getirmissiniz..



Emrullah
20/11/2013 at 22:54

Bencede tüm Sektörler için geçerli. Cok guzel bir anlatim olmuş.



halil
21/11/2013 at 09:46

Gerçekten güzel bir yazı olmuş bizim yaşadığımız sorunlara çok güzel vurgular yapılmış. Başarılarınızın ve güzel tesbitlerinizin devamını dilerim..

Saygılar

M.Ed. IT. Halil Solmaz



21/11/2013 at 10:09

iyi güzelde ne yapmak lazım! ben amatör biri olarak yazılım işini seviyorum, ancak bu tür sorunlarında bir çözümünün yine profesyoneller tarafından bulunacağını düşünmekteyim. Sonuçta yazılım emek ve beceri isteyen bir iş, ortalama bir insanın yapacağı işler değil. Elimden geldiğince kaynakları tarıyorum. Gerçekten güzel şeyler çıkabiliyor. İyi çalışmalar.



Mücahit
21/11/2013 at 11:37

Yalnız başka bir yerde okuduğum bir yazıda şöyle bir cümle vardı : “Yeni bir işe gireceğimiz zaman sizinle mülakat yapan kişiye, ‘Eski şirketimde artık kendimi geliştiremiyordum’ gibi şeyler söylemek bir bahane olamaz. Çünkü insan bulunduğu her yerde kendini istediği gibi geliştirebilir.” diyordu.



21/11/2013 at 12:06

Selamlar,

Gayet açık bir yazı olmuş teşekkürler ama bence yazının başlığı “Bir Yazılımcı Şirketten Neden Ayrılır?” olmamalıymış. 🙂

Yazıda maddelere ayrılan “İşten Ayrılma Nedenleri” sadece yazılımcılar için değil farklı alanlarda çalışan bir çok insan için geçerli diye düşünüyorum.

Hele ki “Esnek çalışma saatlerinde, gecesini gündüzüne katıp çalışırken, “sabah erken gelmelisin” ya da “geç kaldın” uyarısını duyuyorsa” maddesi benim için yaratılmış diyebilirim. 🙂



şahin kardaş
21/11/2013 at 12:15

IT ler için okuduğum en güzel yazı. Bence herkes bu yazıyı okumalı….



21/11/2013 at 14:51

Elinize saglik. Genel olarak IKcilar ile ITciler arasinda bir gerilim, iletisim bozuklugu vardir. ITcileri anlayan ve onlarin derdine care olabilen IKcilar gormek beni sevindirdi. Devamini bekliyoruz.

Saygilar.

Akin Kaldiroglu



Ahmet MUM
23/11/2013 at 20:21

Çok başarılı tespitler, elinize sağlık…



24/11/2013 at 23:58

Start-up olarak bunların çoğunu yapmamaya çalışıyoruz. Yazılımcıların işe girme aşamasını düşünürsek, bence büyük binalara, hayali kariyer planlarına, kartvizitlere inanmak yerine start-uplara bir şans tanımalılar. Microsoft G.müdürü Tamer Özmen bir konuşmasında priceline.com start-up aşamasındayken çalıştığını sonrasında ayrıldığını ve bunun hata olduğunu anlattı ki kurumsal hayatta çok çok iyi giden bir kariyeri olmuş.



25/11/2013 at 11:26

ellerine sağlık… güzel tespitler …





Gizli
25/11/2013 at 14:53

Çoğu doğru. Hatta iş görüşmesi yaptığım yerlerin çoğunda, işe alacak kişi benmişim gibi hissediyorum. Karşı tarafın kültürü yetersiz geliyor.



Nermin
25/11/2013 at 23:59

Yorum yazanların cogu sanırım bizim şirketten ya da siz bizim şirkettensiniz kesin 🙂



onur ünlü
26/11/2013 at 09:54

Mükemmel. Acilen tüm yazılım firma yöneticilerine iletmek lazım.



30/11/2013 at 18:14

Her bir kelimesinin altına imzamı atarım elinize sağlık, keşke biz yazılımcıların dışındaki tim pm, yönetici tayfasıda azcık okuyup anlasa 🙂



Mustafa TOPÇU
02/12/2013 at 09:27

Ellerinize Sağlık Ceyda Hanım çok güzel bir yazı olmuş ben IT sektöründe calışmıyorum ama benim gibi çalışanlarında ortak noktalarımız var



Emre ÇINAR
03/12/2013 at 16:18

Merhaba Ceyda Hanım,
Öncelikle kendimi tanıtayım. 5 yıldır Yazılım Mühendisiyim ve M.B.A. mezunuyum. Her iki açıdan da yazınızı değerlendirmeye çalıştım ve yazınızı büyük bir zevkle okudum. Elinize yüreğinize sağlık. Altında yazılan yorumları da teker teker okudum. Kimi yazılımcı arkadaşlarımız tamamına katılmış, kimi bazı noktalarına katılmamış ancak işin ilginç kısmı, yönetici pozisyon sahipleri yazınıza direk karşı çıkmışlar. Ben bu sektörde çalışan insanları ancak ve ancak bu disiplinin içinden gelerek yönetici olmuş insanların yönetebileceğine inanıyorum. Çünkü program yazan insanlar ile yazmayan insanların zihinleri, mantıksal ilişkileri kuran algıları, çok farklı çalışıyor. Bu algı farkını anlayan yöneticiler mutlu ve motivasyonu yüksek takımlar ile çalışırken, aksini yapanlar ne yazık ki eleman sirkülasyonları ve şiddetli anlaşmazlıklar yaşayan takımlarla zaman kaybediyorlar…
Saygılarımı sunuyor, çalışmalarınızın devamını diliyorum…



Alper Koca
14/12/2013 at 08:44

Tamda haftalik IT toplantisina gidiyordum bu yazi cok iyi oldu 🙂





11/01/2014 at 02:42

Yazınızın kendi düşüncelerimle örtüşmesinden çok bu kadar olumlu yorum almasına şaşırdım.
Bu yazı umarım doğru kişilere -yöneticiler, takım liderleri, vs- ulaşır. Tebrikler



Ebbkrdrcn
14/01/2014 at 09:50

Bu durum için en iyi açıklama bu olsa gerek.
Tebrikler…



01/02/2014 at 23:54

9 yılı aşkın işin içindeyim x bir ajansta 5 yıl sonra bir kaç yer çok gezen çok öğreni fakat disiplin
olmas ise başarıda olmaz freelance çalışmaktayım gece çalışmayı seviyorum bu yetiyor.
Güzel bir paylaşım bir yerlerde bizleri düşünen birilerinin olması beni sevindirdi 🙂



rumuz
20/02/2014 at 08:53

Bu blogta yorumlar makalelerden uzun olmaya başladı. Okuyamıyorum artık hepsini.



Hakan Topuz
02/03/2014 at 23:24

Gerçekten harika bi yazı.bu dertten muzdariptim bende.yapılan işlere kimse bakmıyo malesef.iş ilanlarına baktığımızda bu açıkça görülüyo zaten.”en az şu kadar yıl tecrübe” diye bi madde görmediğimiz iş ilanı 1 yada 2.adam belki 1 sene çalışmıştır ama öyle projeler yapmıştır ki 2 3 sene çalışan birinden daha fazla birikim elde etmiştir.ama kimse buna dikkat etmiyo malesef ki !



17/03/2014 at 01:53

Ellerinize sağlık.



Seycan
10/04/2014 at 17:36

Ceyda şuanda yaşadıklarımın hepsini dile getirmişsinzi tebrik ediyorum 😀 adamlar halen yazılımcılığı diğer mesleklerle bir tutması beni çileden çıkartıyor.



kadir
19/04/2014 at 20:46

bir kadından yazılımcı olmaz fikrine nasıl nakıyosunuz?



Ergin
04/05/2014 at 00:39

Bu maddeler sadece yazılımcılar için geçerli değil bence.. Bir web şirketinin neredeyse tüm departmanları bu maddelere tabii



Bilge
22/05/2014 at 11:30

ohoo… benim demir alma vaktim çoktan gelmiş ozaman.. 🙂 hadi kaçtım ben .. :/



29/06/2014 at 17:15

Merhaba,

Stajerler yazılımcılarda aynı durumdan şikayetçi.. Yazı 10 umara 5 yıldız olmuş 🙂 İKcileri genelikle sevmem (insanı kaynak olarak görmek hoşuma gitmiyor) ama yazıyı okuyunca “vay be böyle ikcilere varmış dedim :)”



10/08/2014 at 10:18

Resmen Beni Anlatmış Firma Kurmama Sebeb Olan Maddeler Çok Güzel Sıralanmış Elinize Sağlık



Engin
01/09/2014 at 19:48

Altına imzamı atarım. İçimdeki serzenişi dile getirmişsiniz , teşekkür ederim.

20 yıldır IT’ciyim , son 13 yıldır ise Yönetici, Sistemci, Network’cü, Güvenlik’ci, Basis’ci …… meraklı ve becerikliyseniz sizden öte EŞŞEK yok bu sektörde hatta bu Ülkede. Bir de saplandıysanız vay halinize……

Tekrar klavyenize sağlık,



09/10/2014 at 02:32

Bir de misyonunu tamamladığına inanıyorsa.



27/10/2014 at 12:46

ilk 2 ve son 2 madde favorim 🙂



12/01/2015 at 14:51

Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş, çok teşekkür ederim.

Ben de yakın bir zamanda bir yazılımcının gözünden konuyu değerlendiren bir yazı kaleme alacağım. İzin verirseniz sizin yazınızı referans göstererek kendi blogumda da yayınlamak isterim.



Ceyda
18/01/2015 at 18:02

Çok teşekkürler, elbette paylaşabilirsiniz. Link gösterdiğiniz sürece sorun yok. Sevgiler.



mesut
22/01/2015 at 00:46

vay be gerçekten iyi bir analiz olmuş. şu yazdıklarınız sektörde birebir deneyimle sabittir. fakat az süreli çalışınca da yeni bir iş bulmak zorlaşıyor. ama ne yapayım yani tamamdır şirket budur dediğim bir şirketle karşılaşmadım :/



kenan
28/01/2015 at 11:08

yukardaki maddeler cok guzel evet,ama bunları anlayabilen şirket sayısı belkide hiç yok , çıkış noktası kar etmek olan bir şirketin bunları düşünmek gibi bir derdi olmaması gayet normal.bu devran döner durur böyle.



Ferdi T.
16/05/2015 at 16:33

Merhabalar Öncelikle yazınızı sonuna kadar okudum güzel yerlere değinilmiş, yalnız Türkiye şartlarında belirtmiş olduğunuz maddeleri yapan firma nadir sayıda 🙂 Bu bizim ülkemizin gerçekleri…



28/02/2016 at 15:46

Güzel yazı olmuş teşekkürler.



Onur Babur
13/03/2016 at 11:52

Yüreğinize sağlık, çok iyi bir yazı olmuş.



Kart Dor
06/09/2016 at 00:22

Merhabalar,
Yaklasik 15 yildir yazilim sektorunde, junior, senior, architect ve manager olarak calisan biriyim. Kariyerimin ilk yillarinda bu yazilanlara kesinlikle katiliyorken tecrube arttikca (mudur olmadan once de!!!) bazi konularda fikrim degisti.

Oncelikle sunu belirtmek gerekmekte, yazilimda objektif performans/basari olcumu cok zordur. Sadece performans degil basari da dedim, bu onemli bence. Cunku basarili bir is nasil olculur dersek, herkes ilk olarak zamaninda ve dogru calisan is olarak gorur. Fakat yazilimda sadece bununla bitmez, kodun ne kadar hataya acik yazildigi, ne kadar karmasik yada okunabilir yazildigi, ne kadar test edildigi, ne kadar comment eklendigi, ne kadar yazilim standartlarina uydugu gibi onlarca madde cikarabiliriz. Bu nedenle objektif olarak iyi calisan bir yazilimci nasil tanimlanir dersek, bu yaziya imza atan arkadaslar arasinda onlarca farkli cevap alabiliriz. Genel olarak yazilim kalitesini olcen araclar artik cok daha fazla kullanilmakla birlikte hic bir zaman buradan cikan sonuc “iyi” bir yazilimciya net olarak isaret etmeyecektir. Cunku bir de sektorun en bas belasi konusu, surekli yenilikler ve bunlara ayak uydurmak gibi “kod” disi konular da devreye girecektir.

Ayrica gunumuzde yazilimin sirketlerde daha cok bireysel degil de takim calismasi seklinde yapildigini unutmamak lazim. Takim icinde bilgi paylasiminin artmasi, ekip uyelerinin birbirlerini beklemek zorunda kalmamalari gibi bir cok sebepten oturu de “ise istedigi saatte gelme yada verimli oldugu saatte calisma” gibi konular malesef etkilenmekte.

Ayrica senelerdir bu isin icinde olan ve hatta hala kod yazan birisi olarak, kimin isi yavastan yaptigini, hangi isin hangi sebeple uzayabileceginin tahmin edilebilmesi gibi durumlari da farketmiyor degiliz.

Sonucta sunu da eklemeliyim, yazidakilerin cogu dogru olmakla birlikte sadece yoneticilerin/patronlarin degil, yazilimcilarin da kesinlikle ve kesinlikle daima ozelestiri yapmalari gerekmektedir.

Hepimiz digerlerinin adil olmasini, vicdanli olmasini, dogruya dogru, yanlisa yanlis diyebilmesini isteriz ama kendimiz hangi gorevde olursak olalim acaba bunu ne kadar dikkate aliyoruz diye dusunmeliyiz. Eger herkes adil ve vicdanli olursa, zaten bu maddelerin cogu hallolur. Bence ne calisan kral olmali, ne patron! Ne calisan kole olmali ne patron. Bu kapsamda empati yaparak dusunursek, karsilikli sorunlari asmak daha kolay olacaktir. O nedenle elestiri yaparken de ovgu duzerken de her yonuyle ele almaliyiz diye dusunuyorum!

Saygilarimla,



Ömer
30/12/2016 at 10:31

Merhaba ,

Çok başarılı bir yazı ki , bir çok insanın beni anlatmış diyebileceği tarzda olmuş.



Erdinç Çorbacı
07/02/2017 at 16:48

IT Firması sahibi olsam çerçeveletip asardım baş köşeye , öyle bir yazı olmuş , beyninize ve elinize sağlık



23/03/2017 at 13:42

Tak etti, çektim ihtarnameyi …



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *