Günlüklerin Yerini Bloglar Alınca…

Eskiden günlük tutma modası vardı. Günlük tutmak güzeldi ve güzeldir. Biriyle ilgili ne düşünüyorsanız yazardınız; kavgaları, tartışmaları, mutlulukları ve tabi ki aşkları.. Günlüklerin kilitleri vardı hatta, kimseler görmesin diye sırlarımızı görünmez yapan kilitler. Zaman geçtikçe o çocukluk, o gençlik nasıl geçmiş okuyup gülerdiniz ya da ağlardınız. İş hayatınızdaki haksızlıkları, yöneticiniz ya da ekip arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizi dile getirirdiniz.

“Sevgili günlük” diye başladığımız günlük defterleri neredeyse yok artık. Teknolojinin içimize virüs gibi yayılmasıyla günlük defterlerinin yerini blog sayfaları aldı.

Günlüklerin yerini bloglar alınca; kimseler görmesin diye sakladığımız günlükleri artık sosyal medyada yayınlar olduk. Rahatlamanın bir yöntemi olan yazmayı, artık klavyelerle yapar olduk. Yalnız kendimizle baş başa kaldığımız zamanlar, haykırışa dönüştü. Yalnız olmadığını gördü birçok kişi; aynı olayları, aynı duyguları yaşayan milyonlarca insan olduğunu blog yazıları okuya okuya öğrendi.

blog

Blogların patlamasının en büyük nedeni ilk başlarda yazan kişilerin gizemli olmasıydı. Kimi sevgilisine, kimi ailesine, kimi de iş hayatına karşı tüm öfkesini yazıp yayınlıyordu. Zaman geçtikçe sayıları çoğalan bloglar günlüklerin yerini söküp attı.

İlk başta anılarla başlayan bloglar; modadan astrolojiye, dekorasyondan yemek tariflerine, ilgi duyduğunuz sektörden, iş alanınıza kadar pek çok seçenekte içerikle karşımıza çıkmakta. Gündemi, organizasyonları bloglar üzerinden de takip edebilirsiniz. Şirketler de blog sayfaları oluşturmakta; hem sektörleriyle ilgili haberleri hem de kendileri hakkında içerikleri yayınlamaktalar.

Türkiye’de 2005 yılına kadar pek fazla fark edilmemiş olan bloglar günümüzde her geçen gün artmakta. 2012 sosyal medya araştırmasında go-globe.com göre bloglarla ilgili olarak aşağıdaki veriler ortaya çıkmış:

blog infografik

  • Blog yazarlarının %60’ı 25 – 44 yaş aralığında,
  • Her ay 3 milyon yeni blog açılmakta,
  • Profesyonel blog yazarlarının ortalama 4 blogu bulunmakta,
  • Blog yazarlarının %20’sı 6 yıldan uzun zamandır bu işle uğraşmakta.

Görüldüğü gibi, gün geçtikçe yeni bloglar ortaya çıkmakta. Blog sayfanız yoksa siz de, ilgi alanınıza göre bir blog oluşturabilirsiniz. Unutmayın, blogunuz yalnızca size ait olacak; istediğinizi yazmak, istediğinizi paylaşmak sizin elinizde olacak. Ancak amacınız önemli, kendinizi rahatlatmak için mi içerikler yazacaksınız; yoksa ses getirmek ve blogunuzu meslek haline getirmek için mi yazacaksınız? 

Bloglarla geniş kitlelere ulaşabilirsiniz. Bu nedenle şirketler de blog sayfası oluşturmakta ve oluşturmalı, içerikler üretmeli. Firmalar ismini duyurmuş Blogger‘larla anlaştıkları gibi, kendi sosyal medya ekibini de oluşturmaktalar.

Ne için yazacaksanız yazın özgün ve samimi içerikler yayınladıkça, sesinizi duyanların, size yorum yapanların ve takipçi sayınızın arttığını göreceksiniz.

Keyifli bloglar yazmanız ve paylaşmanız dileğiyle.. 🙂

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *