Saygıyı “Bey / Hanım”da Aramak

Kurumsal hayatın kalıplaşmış ifadelerinden biri de hitap şeklidir. “Merhaba … Bey”, “Hoş geldiniz … Hanım” gibi cümleler kurulduğunda saygı ve nezaket kuralları içerisinde konuşulduğu izlenimi vardır. Ancak bir startupçıya rastladığınızda bey hanım laflarını duymaz, isimle hitap edildiğini duyarsınız. Saygı ve nezaket kuralları burada da vardır!

bey hanım

Daha önce hiç tanımadığımız bir kişiye, ismiyle hitap etmenin çok kaba ve saygısızca bir hareket olduğunu iş hayatında duyarız. Önemli olan yalnızca hitap edilme şekli değildir. Saygılı ve seviyeli konuşmayı; samimiyetsizlik ve soğuklukla karıştırmamak gerektiğine inanıyorum.

Mail başlangıcında ya da biriyle konuşuyorken, henüz tanışmadığınız birine “hanım” ya da “bey” demediğinizde eğer o kişi size, siz kim oluyorsunuz da bana ismimle hitap ediyorsunuz” gibi bir tepki veriyorsa, o kişi ya da kişiler yüksek bir ego problemi yaşıyor demektir. Kendisini öyle değerli, öyle kıymetli ve bambaşka hayal ediyor ki, bana ismimle nasıl hitap edebilir diye kendisine yediremeyebiliyor. Dikkat edelim, herhangi bir kaba tabir, bir küfür ya da başka bir isim değil, kendi ismini karşıdan duymak onu rahatsız ediyor. Zannediyor ki böyle cümleler kuran biri cevap olarak ismin yanında bey ya da hanım kelimesi ekleyerek konuştuğunda ya da mail attığında müthiş bir saygı örneği teşkil ediyor.

“Kurumsal”lığı kötüye kullanıp bunu profesyonel yaşamın bir parçası olarak görmemek gerek. Son derece başarılı, kurumsal şirketlerde üst yönetimde çalışan, saygılı, nazik ve kültürlü kişilerin karşısındakilere ve yanlarına yaklaşan, henüz tanışmadıkları birine ismiyle hitap edip, içtenlikle cevaplar verdiklerini de gözlemledim. Ve bu kişilere baktığımızda, gerçek saygıyı ve nezaketi yalnızca sözlerinde değil, konuşma tarzlarında ve vücut dillerinde de görebiliyoruz.

“Araya bir mesafe koymak gerek, sonuçta daha önce tanımadığım bir kişi” diye düşünüyorsanız; sorun nedir bir düşünelim mi? Bey / Hanım diyerek karşınızdakine nasıl ve ne kadar yeterli bir sınır koyabilirsiniz ki? Cümlenin geri kalanında saygısızlık, aşağılama ya da yersizlik yüklü ise en başta söylenmiş kısa hitap kelimelerinin hiçbir anlamı kalmıyor.

Unutmayalım ki, saygıyı beyde ve hanımda aramak doğru değildir. Karşımızda her kim olursa olsun hak ettikleri şekilde saygı ve sevgiyle konuşmalıyız. Huzurlu ve zevkli bir iş hayatı için kalıplaşmış kelimelerden sıyrılıp, içten cümleler kurmalıyız. İsimle hitap edenleri hoş karşılamayanlar, saygıyla konuşulduğu sürece isim kullanmanın bir tehlike olmadığını fark ettiklerinde; iş hayatının kasıntı ve soğuk olmadığını, son derece keyifle iletişim kurulabildiğini de göreceklerdir.

Comments

Levent
19/02/2016 at 13:11

Bunun bir de “abi” versiyonu var. Resmi hitapların çok kullanılmadığı pek kurumsal şirketlerde, üst tabakadaki insanlar kendilerine “abi” diye hitap edilmesini bekliyor, aksi durumda “yadırganıyorsunuz”. Kadınlar (ya da “bayanlar”) için “abla” demek “komik” veya “garip” algılandığından onlara “hanım” demeye devam ediyorsunuz, böylece işin içine cinsiyetçilik de girmiş oluyor. Durum iyice tuhaf bir hal alıyor.

Bu yüzden startup candır 🙂

Bu güzel yazı için teşekkürler. Benzer şekilde “iş yaşamında giyim / kuşam” ile alakalı bir yazı bekliyoruz 🙂 Onunla ilgili fikirlerini çok merak ediyorum.



20/02/2016 at 00:40

İş hayatına çok farklı bir yorum getirmiş Avustralya bu konuda lider olabilir 🙂

Tanımadığınız birine iş ile ilgili bir e-posta atarken “Dear” diye başlamazsınız. “Hi”, “Hello” iyidir 🙂
İlk e-postayı “Regards” ile bitirip diğerlerini “Cheers” ile devam ettirebilirsiniz.
Ayrıca gülen yüz emojileri de önemli bir yer tutuyor 🙂

Yazı için teşekkürler. Kendi blogum için de yazabileceğim güzel bir fikir verdin bana 🙂 Önemli bir noktaya değişmişsin 🙂



Ceyda Anıl
20/02/2016 at 13:40

Çok teşekkür ederim 🙂



02/03/2016 at 12:54

Değerli bir paylaşım. Emeğinize sağlık.



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *